Kurumsal Bağlayıcılık için Yelken
Kurum çalışanlarının ilk aşama yelken eğitimleri tamamlandıktan sonra, belli bir başarı kriterini yerine getiren kişiler kurum sponsorluğu doğrultusunda kurumu temsilen antrenman ve yarışlara katılım gösterebilirler. Burada takımın azmi ve antrenman ile yarışlar için ayırabileceği zaman kurumun hedeflediği başarı seviyesini belirlemede en önemli etken olacaktır. Takımın hedefini konuşurken öncelikle onu oluşturan ekip üyelerinin bireysel motivasyonlarını da iyi tespit etmek gerekmektedir.
Yelken sporu tüm Dünya’da en prestijli sporlar arasında gelirken ülkemizde de hakettiği yere ulaşmak yolunda ilerlemektedir. Ayrıca yelken sporunu sürekli olarak icra edebilmek yüksek maliyetleri nedeniyle ister istemez belirli bir gelir grubuna hitap ettiğinden, insanlar bu elit ortamda yer almak isteyeceklerdir.
İnsanların geç yaşta da olsa sıfır bilgi ile başlayıp devamında aktif olarak da sürdürebileceği , mücadeleyi sonuna kadar içeren bir doğa sporu düşündüğünüzde, yelken karşınıza çıkacak tek spor dalı olur. Yelken sporunun çok sayıda parametreyi barındıran ve mükemmeli olmayan bir spor dalı oluşu, bir çok açıdan bireysel kazanımı yükseltirken aynı zamanda sevgiyi de bir bağa dönüştürür.
Bütün bunların ötesinde kurum içerisinde yer alacak böyle bir yatay sosyal yapı, gerek kurumun kendisi gerekse çalışanlar için çok farklı göstergelere gebe olacaktır.
- Çalışanların takım çalışması ruh ve motivasyonun yükselmesi
- Sponsorluk ile belirli bir kitleye ulaşıp marka prestijinin arttırılması
- Şirket yelken takımının hikayesinin oluşturulması ve tekne üzerindeki marka giydirmesi sayesinde yüzen reklam panosu olamasını sağlar
- Kurum aidiyeti ve bireysel motivasyonun arttırılması.
- Kurum kültürü oluşturulması
- Kurumun çalışanlarına sunduğu bu sosyal imkan sayesinde çalışanların kendilerini değerli hissetmeleri
- Kaliteli insan kaynağı (iş başvurularında cazibe seçeneği haline gelinmesi)


TÜRKİYE’DE YELKENCİLİK VE YELKEN SPORUNUN KURUMLARA KATKILARI
Ülkemizde yelken yarışlarına iştirak eden teknelerden ortalama 95’i düzenlenen trofelerden (Trofe: belli sayıda yelken yarışından oluşan bir yarış serisi) en az birini takip etmektedir. Bu katılımcılardan 42 tanesi yarışlarda sponsor desteği ile yer alır. Sadece yurtdışı yarışlarını takip eden üç ekip, bu ekipler haricinde yurtdışı büyük yarışlara giren de bir ekip bulunmaktadır. Söz konusu ekipler 2023 yılında da yarışlara katılmayı hedeflemekle beraber katılımcı tekne sayısının 100’ü aşması beklenmektedir. Ayrıca yelkenciliğe olan ilginin giderek artmasıyla, yurt dışı yarışlara katılan ekiplere her sene en az bir tanesinin daha eklenmesi öngörülmektedir.
Büyük firmaların yelken sporuna ilgilerinin artması bu spor dalındaki hacmin büyümesini ve devamında da yelkenciliğin medya için değerlendirilebilir bir alan haline dönüşmesini sağlamıştır. Bunun sonucunda yelken sporunun sponsorlar için cazip bir kulvar haline gelmesi de bu döngüyü tamamlar. Birçok firma için çalışanlarına hobilerini yaşama imkânı sunmak anlamına gelmekle başlayan “yelken takımı” yapısı zaman içerisinde gelişerek ekipler için ciddi bir spor aktivitesi halini almıştır. Bu yolda, bazı kurumlar sosyal sorumluluk projelerini dahi yelken sporu üzerinden gerçekleştirme fırsatı bulmuş, çalışmaları büyük yankı uyandırmıştır. Ayrıca tekneler ve eğitim kurumları sağladıkları fiziksel alanlar ve reklam alanları gibi unsurlar sayesinde kurumlara markalarının reklamını yapmanın yanı sıra yeni ürün tanıtımlarını gerçekleştirme gibi fırsatlar da vermektedirler. Bazı kurumlar Türkiye’de gelişen yelken sporu içerisinde öncü rol oynama misyonunu benimsemiş, kurum takımı haricinde isim sponsorluğu ile yelken liglerinin kendi isimleri altında anılma şansını değerlendirmişlerdir.
Son olarak, yelken sporunun cezbedici özelliklerinden en başında gelenin bu sporu icra edebilmek için genç bir yaşa sahip olunmasının dahi gerekmediği olduğunu belirtmekte fayda olacaktır.





